Silaj Yapımı

Silaj Yapımı
Silaj Yapımı
Silaj Yapımı
Silaj Yapımı
Silaj Yapımı
Silaj Yapımı
Silaj Yapımı

Silaj Yapımı


Süt sığırları ve diğer ruminantlar kaba yemleri ve diğer fiber açısından zengin hammaddeleri et ve süt gibi ekonomik değeri yüksek ürünlere dönüştürmek için biyolojik olarak dizayn edilmişlerdir. Kaba yemler ekonomik ve rumen dostu rasyonlar hazırlamanın temelini oluştururlar.
Bir süt sığırı işletmesinde kullanılmakta olan kaba yemlerin kalitesi ve miktarı dışarıdan satın alınan yem maliyetini ve aynı zamanda direkt olarak süt verimini etkilerken çiftlikteki besleme programının dengesini ve çiftlik karlılığını büyük oranda belirlemektedir. Birçok çiftlik için kendi yetiştirdiği kaba yemler enerji ve protein açısından en ekonomik kaynakları oluşturmaktadır. Bu iki ana rasyon öğesi süt sığırcılığı endüstrisinde gelecekte de önemini koruyacak hatta arttırarak süt ineği kaba yem ilişkisinden en yüksek seviyede yararlanmayı sağlayacaktır.
Kaba yem kaynaklarını sulu kaba yemler olarak sınıflandırdığımız silajlar ve kuru otlar olarak ikiye ayırdığımızda hem toplam kuru madde alımı hem de tüketilen kaba yem kuru maddesi içerisinde silajların oldukça önemli bir ağırlığa sahip oldukları görülmektedir. Yüzde elli kaba yem içeren 22 kg kuru madde tüketimi ile hazırlanmış bir rasyonda doğal halde 24 kg %30 kuru madde içeren mısır silajı kullanımı ile toplam kuru madde tüketiminin %32’si yani 1/3’ü sadece mısır silajından ileri gelmektedir. Eğer çiftlikte diğer hububat ve/veya baklagil silajlarının da kullanımı mevcutsa bu oran daha artmaktadır.
Toplam tüketilen kuru madde içerisinde bu denli yüksek bir paya sahip olan silajda ürünün tarlada yetiştirme sürecinden başlayan, hasat zamanı, hasat şekli, teorik parçalama uzunluğu, dane prosesi, yeterli sıkıştırma, siloyu kapatma süresi ve yöntemi ile devam eden silaj kalitesini etkileyen faktörler hazırlanmış silajın yedirme sürecini de içene alan birçok faktörden etkilenmektedir.
Bu çalışma ülkemiz ve dünya süt sığırı besleme maliyetlerinde ciddi paya sahip başta mısır silajı olmak üzere silaj kalitesini olumlu ve önemli ölçüde etkileyen faktörleri, yeni yaklaşımları sektörümüz ile paylaşmak üzere Nutrivet teknik servisi tarafından hazırlanmıştır.


Hibrit Seçimi


Silajlık mısır hibritleri arasında kaba yem tonajı ve diğer kaliteyi etkileyen faktörler açısından ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Geleneksel olarak hibritler hem silaj hem de dane üretimi için tahıl oranına göre seçilmektedir. Ancak silajda kaliteyi etkileyen diğer faktörler uzun süredir bilinmekte ve çiftlik karlılığını önemli oranda etkilemektedir. Örneğin, silajlık hibritleri seçerken kaba yem oranı üzerine odaklanmak daha faydalı olabilir çünkü hibritler arasında asıl önemli ölçüdeki varyasyon bu kısımda görülmektedir. Yine kaba yem kalitesi açısından önemli faktörler tahıl oranı ile ilgili değildir.
2006 yılında Shaver ve arkadaşları tarafından verim ve kaliteyi kombine eden “Milk per Acre” sistemi önerilmiştir. Milk per Acre Wisconsin Üniversitesi tarafından geliştirilmiş bir seleksiyon indeksidir. Bu indeks içinde verim ve kalite tek bir değer ile ifade edilmekte ve çiftliğin elinde mevcut bulunan araziden (veya kiralanarak işlenen/kontratlı olarak üretim yaptırılan) elde edilebilecek kaba yem verimi ve bu kalitedeki ürünün yedirilmesi ile üretilmesi beklenen süt verimi tahmin edilmektedir.
Silajlık mısır hibriti seçiminde sahada yaygın olarak yapılan bir genelleme yüksek dane oranına sahip hibritlerin daha iyi olduğu yönündedir. Ancak bu yaklaşım her zaman doğru değildir, çünkü ayrı bir rasyon hammaddesi olarak dane mısırın birim kuru madde maliyeti daha düşük olabilmektedir. Her ne kadar tarımsal araziden hasat edilen kuru madde tonajı silajda danelik mısıra göre daha yüksek görünse de birçok çiftlikte ortaya çıkan fire, bozulma ve artan yemden ileri gelen kayıplardan dolayı durum tam tersi olabilmektedir. Bu noktada karar verilirken danelik mısırın pazar fiyatı dane yönlü karar vermede belirleyici olacaktır. Mısır fiyatlarında son yıllarda görülen ciddi artışlar ve silajlık mısır yetiştirme maliyetlerinin daha düşük olduğu koşullarda dane oranı ve üretilecek mısır silajında nişasta seviyesi yüksek olacak hibritlerin seçimi dışarından yapılması gerekecek tahıl ilavesini azaltarak daha ekonomik rasyonların hazırlanmasına destek sağlayabilir.
İyi bir ekonomik analiz yapabilmek için danelik ve silajlık mısır üretim maliyetlerinin çok iyi yapılması gerekmektedir. Danelik mısırın nakliyesi kolaydır ve fiyatları bölge genelinde daha dar sınırlarda değişmektedir. Oysa silajlık mısır fiyatları kendi üretimini yapmayan ve uzak mesafelerden farklı nakliye maliyetleri ile silaj alımı yapan çiftliklerde oldukça değişken olabilmektedir.
Silajlık hibrit seçiminde diğer bir önemli nokta da in vitro NDF sindirilebilirliğidir (IVNDFD). Bilindiği üzere IVNDFD’de ortaya çıkan artışlar kuru madde tüketimini ciddi oranda attırmaktadır. IVNDFD değerinde gözlenen her yüzde bir puanlık artış ile %4 yağa göre düzeltilmiş süt veriminde 0.25 kg artış elde edildiği bildirilmiştir (Oba ve Allen, 1999). Bu küçük olarak değerlendirilebilecek fark 5 birim seviyesine çıktığında hayvan başına günlük 1.25 kg süt veriminde değişim anlamına gelmektedir.
Mısır silajı hibritleri arasında ham protein varyasyonu yaklaşık yüzde 1,2 puan seviyesindedir. Protein seviyesi yüksek olan hibritlerin seçimi dışarından gereksinim duyulacak soya küspesi gibi protein konsantrelerinin kullanım oranını azaltarak ekonomik fayda sağlayabilir.
Nişasta, mısır danesinde endosperm içinde yer almaktadır. Dolayısı ile endosperm tipinin unsu veya vitröz yapıda olması nişasta sindirilebilirliğini etkilemektedir. Vitröz endosperm içindeki nişastanın sindirilebilirliği daha düşüktür. Vitröz fraksiyonun oranı genetik ve artan olgunluk derecesi ile değişmektedir. Mısır silajı içindeki nişastanın sindirilebilirliğini hibritten başka; mısır agronomisi, biçim zamanındaki olgunluk derecesi, dane prosesi ve yedirmeden önceki silolama süresi de ciddi oranda etkilemektedir. Yapılan çalışmalar uygun zamanda hasat ve iyi bir silaj kapatma prosedüründen sonra mısır silajında nişasta sindirilebilirliğinin 6. ayda maksimum seviyeye ulaştığını ve bu süreden sonra daha yavaş oranda da olsa zamana bağlı olarak artmaya devam ettiğini göstermektedir.
Sonuç olarak, mısır silajı hibriti seçimi çiftliğin gelecek karlılığını ciddi oranda etkilemektedir. Seçimi sadece kaba yem veya dane oranı gibi basit noktalara indirgemek işletmeye yarar sağlamayacağı gibi o silajın kullanıldığı süre boyunca performans kayıplarına veya artacak dışarıdan ilave edilen hammadde girdilerinden dolayı ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Mısır silajı üretiminde akıntı kayıplarının %35 kuru madde seviyesinde sıfıra yakın seviyede olduğu bilinmektedir. Fakat bu değeri aşan kuru ve geç hasat edilmiş silajlarda yeterli ve iyi sıkıştıramamaya bağlı diğer sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle işletme öncelikle mevcut silaj kuru maddesi hangi noktada, bu değerin iyileştirilmeye ihtiyacı var mıdır, mevcut nişasta, protein ve NDF oranları hangi seviyelerde, bu değerlerden hangilerinin iyileştirilmesi gerekmektedir sorularına yanıt vererek bölge ve işletmeye spesifik en uygun hibriti seçmelidir.


Biçim


Silajlık mısırın doğru rutubet ve olgunluk derecesinde hasat edilmesi kalitesi ve hayvan performansı açısından son derece önemlidir. Uygun rutubet sadece fermantasyon neticesindeki kuru madde kaybı ve bozulmaları önlemek için değil aynı zamanda düşük kaliteli bir ürünü desteklemek için dışardan ilave edilmesi gerekecek konsantre yem kullanımı nedeni ile maliyet açısından da önemlidir. Bu nedenle üst düzey bir mısır silajı üretebilmek için doğru rutubette biçim şarttır.
Mısır danesi sertleşmeye başladıkça verim ve nişasta değeri artarken, nişasta ve fiber sindirile bilirliği azalmaktadır. Düşük kuru maddede yapılan hasat ile sadece tonaj kaybı yaşanmakla kalınmamakta aynı zamanda istenmeyen klostridial bozulma riskleri de artış göstermektedir. Aksine çok yüksek kuru madde değerinde yapılan geç biçimde zayıf sıkıştırma, oksijenin yetersiz uzaklaştırılması, düşük fermantasyon ve ısınma sorunları ortaya çıkmaktadır.
Mısır silajı için kullanılan silolama yöntemine göre yatay beton silolarda %65-70, paket silajlarda ise %60-70 rutubette hasat önerilmektedir.
Geleneksel olarak bitkinin genel görünümü ve danelerdeki süt çizgisinin pozisyonuna göre biçim zamanı belirlenmesi çok uzun süredir kullanılan bir yöntemdir. Süt çizgisinin ½ - ¾ dolaylarında olduğu dönem biçim için ideal olarak değerlendirilmektedir. Ancak yapılan güncel çalışmalar göstermektedir ki silajlık ürünün nem içeriği ve süt çizgisi bölge, sezon ve hibrite göre ciddi değişim göstermektedir. Dolayısı ile bu teknik sadece kuru madde içeriği hakkında kabaca bir fikir vermesi için kullanılmalıdır.
Hasadı yapılacak alanın farklı bölgelerinden alınacak bütün bitki örneklerinden yapılacak kuru madde analizine göre hedef kuru madde noktasında biçim yapmak çok daha doğru ve gerçekçi bir yaklaşımdır. Bu amaçla pratik olması açısından mikrodalga fırında kuru madde analizinden yararlanılabilir.
Çok ender ve bölgesel olsa da bazen silajlık ürün hedef olgunluk derecesine ulaşmadan dona maruz kalarak ölebilmektedir. Bu durumda don erken devrede ise ve bitkinin yeşil yaprakları mevcudiyetini koruyorsa bitki kuru madde değerini yükseltemeye devam eder ve istenen kuru madde değerine ulaştıktan sonra biçilebilir. Kısmen dona maruz kalmış olan mısır aynı kuru madde değerinde normal mısıra göre daha kuru görünmektedir.
Donmanın aksine karşı karşıya kalınabilecek diğer bir olguda aşırı kurak dönemlerde sıcak stresine maruz kalmış mısır hasadıdır. Bu durumda bir mısır bitkisinde az sayıda dane ve yaprak bulunmakta, yaprakları sarararak dökülmektedir. Kuraklığa maruz kalmış mısır silajları normal silajların %80-100 enerji değerine sahip olurken genelde ham protein değerleri biraz daha yüksek olmaktadır. İlginç bir biçimde eğer sıcak stresi hafif derecede ise silaj daha yüksek dane oranı ve artan fiber sindirile bilirliğinden dolayı daha yüksek enerji değerine sahip olabilir. Kuraklığa maruz kalmış mısır silajı için en önemli risk potansiyel olarak yüksek nitrat seviyeleridir. Bu durum yüksek oranda nitrojen uygulaması yapılmış veya hemen yağıştan sonra biçilmiş mısır silajlarında görülebilir.


Aşağıdaki prosedür mısır silajında biçim öncesi kuru madde tayini için kullanılabilir:
1.   Araziyi temsil eden sayıda tüm bitki örnekleri alın
2.   Örneklerinizin yaprak ve sap kısımlarını 1 cm’lik parçalar halinde kesin ve homojen bir biçimde karıştırın
3.   Mikrodalga fırında kullanılabilecek porselen tabak üzerine 100 g örneği ince bir tabaka halinde yayın
4.   Mikrodalga fırın içinde bir köşeye 100 ml kadar su yerleştirin. Bu örnek kurudukça emilmeyen mikrodalgaların emilimi için gereklidir ve örneğin yanmasını önler
5.   Fırını maksimum derecede 5 dk çalıştırın
6.   Her 2 dakikada bir örneği çıkararak sabit tartım sonucu elde edinceye kadar tartın. Bu süreç 6-7 turu gerektirebilir.
7.   Elde ettiğiniz sabit tartım sonucunu 100’den çıkararak kuru maddeyi belirleyin


Kapatma & Silostop


Silaj yapımı başladığında silonun doldurulması ve sıkıştırılması eş zamanlı olarak devem etmektedir. Bir silonun tam olarak kapatılması yani mühürlenmesi için önerilen maksimum süre 3 gündür. Her günün sonunda mevcut materyalin oksijen ile temasını önlemek için örtülmesi gerekmektedir.
Kapatma işlemine başlarken en üst kadar yan duvarlarında plastik örtü ile kapatılması önerilmektedir. Bu duvardan zaman içinde oluşan oksijen girişini azaltmaktadır.
Silajın hazırlanmasında kaba yem preservasyon kalitesini etkileyen en önemli faktör oksijenin hızlı ve yüksek oranda uzaklaştırılmasıdır. Silonun doldurulma aşamasında oksijenin tam olarak dışarı alınmaması bitkisel üründe solunumun devam etmesine neden olmakta ve aerobik mikroorganizma aktivitesini arttırmaktadır. Bu süreç kuru madde kayıplarına ve laktik asit seviyesinin yavaş yükselmesine neden olmaktadır.
Yapılan çalışmalar silaj dansitesi ile kuru madde kaybı arasında direkt ilişki olduğu göstermektedir. Cornell üniversitesinde yapılan bir çalışmada 96 gün boyunca silolama sonrasında artan silaj dansitesi ve kuru madde kaybı arasındaki ilişki aşağıda gösterilmiştir:


Dansite, kg DM/m³

% DM Kaybı

162

10.40

194

8.00

227

7.60

259

6.20

291

4.80

324

3.40


Optimum sıkıştırma ve fermantasyon kalitesine ulaşmak için yatay silolarda kuru maddenin %30-35 ve dansitenin en az 225 kg DM/m³ olması gerekmektedir. Bu silaj dansite değerlerine ulaşmak için harcanacak ilave efor ve masraf artan kuru madde kazanımı ile işletmeye fazlası ile geri dönecektir. Hedef dansite değerlerine ulaşmak için yayılan silajlık ürünün 15-30 cm kalınlığında olması ve her ton taze ürün için 4 dk civarı sıkıştırma yapılması gerekmektedir.
Uygun şekilde siloya doldurulmuş ve sıkıştırılmış silajlık ürünün etkin bir silaj örtüsü ile kapatılması en önemli son adımdır. Yukarıda da söz edildiği üzere silaj hazırlamaktaki ana amacımız her zaman oksijeni mümkün olduğunca ve hızlı bir şekilde uzaklaştırmak ve tekrar girişini önlemektir. İyi bir şekilde sıkıştırılmış olsa da birçok silajda üst 5-20 cm tabakada kararma şeklinde küflenme ve bozulmalar sıklıkla görülmektedir. Bu bozulma alanları ciddi tonaj ve mali kayıplara neden olduğu gibi hayvanlara verilmemesi için yapılan ayıklama işlemi önemli işçilik kayıplarını da beraberinde getirmektedir. Yine birçok çiftlikte işçilik hata ve yetersizliklerinden dolayı bu bozuk kısımların hayvanlara yedirildiğini ve buna bağlı mikotoksikozis sıkıntılarının ortaya çıktığını görmekteyiz.
Yetersiz biçimde kapatılmış ve mühürlenmiş silolar ciddi sorunlara neden olmaktadır. Bu noktada oksijen bariyer film kullanımı toplam fireyi %2-5 oranında azalmaktadır. Silostop kullanılarak yapılan bir akademik çalışmada oksijen bariyer film 4500 ton kapasiteli yatay siloda ( 18m en, 75 m uzunluk, 3.6 m yükseklik) ortalamanın üzerinde bir dansite oranı ile standart siyah plastik örtüye göre $ 4000’dan fazla mali değere sahip silaj tonajının kullanılabilir olmasını sağlamıştır.
Oksijen bariyer film kullanımın avantajları yapılan birçok çalışmada gösterilmiştir. Ancak yukarıda söz edildiği gibi bozuk kısımların sağmal-kuru ineklere ve düvelere yedirilmesinin önlenmesi ile ortaya çıkacak sürü sağlığını ilgilendiren faydalar çok daha önemlidir.


Yedirme Süreci


Mısır silajı doğru zaman ve kuru madde değerinde hasat edilip, uygun bir biçimde kapatılıp silolandıktan sonra yedirme aşamasına gelindiğinde, silaj için ürün bitinceye kadar sürecek ve hala kayıpların yaşanabileceği yedirme fazı başlamakta ve kullanılmakta olan silaj yüzünün yönetimi ciddi önem taşımaktadır.
Etkin bir yedirme dönemi çiftliğin üretim hedefleri, silaj ile beslenen hayvan grupları ve burada bulunan hayvan sayısı, silonun ve yedirme yüzünün lokasyonu, mevcut ekipmanın sistemli bir biçimde planlanmasını gerektirir. İyi bir yönetim, yedirme süreci boyunca aerobik kayıpları minimize etmeye odaklanmalıdır. Bu dönem silajdan ileri gelen karlılığı ve kayıpları en çok etkileyen süreçtir. Aerobik bozulmayı belirleyen en önemli etken silaj yüzü yönetimidir. Günlük en az 15-30 cm silaj kullanımı ve oksijen girişini önlemek için kesimin oldukça düz ve düzgün bir biçimde yapılması olası bozulmaları azaltabilir. Silaj yüzünün uygun bir biçimde yönetilmesinin ana amacı silajın oksijen ile olan temasını azaltmaktır. Oksijen varlığında mayalar silaj stabilitesini sağlayan laktik asidi metabolize etmektedirler. pH artış gösterdiğinde istenmeyen bakteri ve mantarlar üreyerek bozulmayı daha da şiddetlendirirler. Bu bozulma %10 civarında kuru madde kaybına neden olabilmektedir.
Genel bir kural olarak soğuk havalarda 15-30 cm, yazın sıcak dönemlerde günlük en az 45 cm’lik silaj kesimi hedeflenmelidir. Burada silaj çukurlarının mevcut hayvan sayısına göre bu oranlarda kullanım sağlayacak şekilde inşa edilmiş olması önemlidir. Yapılan çalışmalar iyi sıkıştırılmış (>240 kg/m³) silajlarda dahi havanın 90 cm kadar içeriye penetre olduğunu göstermektedir. Bu durumda günlük 15 cm kesilen bir silaj yedirmeden bir hafta öncedir oksijene maruz kalmaktadır.
Çiftliklerde gözlemlenen diğer bir durumda kullanılacak silajın önceden kesilerek açık hava ve güneş altında bekletilmesidir. Bu durumda silaj kullanım boyunca ikincil fermantasyona maruz kalarak hızla kızışmaktadır. O nedenle yedirilecek kısmın taze olarak kesilmesi önemli bir ayrıntıdır.
Son olarak, çiftlik pratiğinde üstteki silaj örtüsünün günlük kesilen orandan daha fazla açıldığı sıklıkla görülmektedir. Silajda her zaman ana amacımızın oksijen ile teması en aza indirmek olduğundan hareketle, en fazla 3 günlük kullanım miktarı kadar üst örtünün açılarak silajın kullanımı aerobik stabiliteyi arttıracaktır.